top of page

İyileşmek, Sınırlar ve Öz Şefkat

  • Yazarın fotoğrafı: Reyhan Ünver
    Reyhan Ünver
  • 24 May 2024
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 30 May 2024


İyileşmenin en belirgin olduğu an, kişisel sınırlarımızı belirlediğimiz ve başkalarını değiştirmeye çalışmak yerine onları anlamaya başladığımız andır. Bu, kendimize ve diğer insanlara karşı "sağlıklı sınırlar" oluşturmak demektir. Peki, sağlıklı sınırlar nedir ve neden bu kadar önemlidir?

Sağlıklı sınırlar, kim olduğumuzu, ne hissettiğimizi, neye ihtiyaç duyduğumuzu ve neyi kabul edip neyi kabul edemeyeceğimizi bilmekle başlar. Örneğin, bir arkadaşınız sürekli olarak sizden duygusal destek istiyor ve bu durum sizi duygusal olarak yoruyorsa, ona belirli bir süre boyunca destek olabileceğinizi, ancak kendi ihtiyaçlarınızı da göz önünde bulundurmanız gerektiğini söylemek sağlıklı sınır belirlemenin bir parçasıdır. Sağlıklı sınırlar, size zarar vermeye başladığı noktada başkalarının taleplerine sınır koymak ve kendi ihtiyaçlarınızı göz ardı etmemek anlamına gelir. Bu şekilde, kendinizi duygusal olarak daha dengede tutabilir ve daha sağlıklı ilişkiler sürdürebilirsiniz.

ree

Bir noktada, başkalarını bizce doğru olanı yapmaları için ikna etmeye çalışmaktan vazgeçmeyi öğreniriz. Bunun yerine, onların seçimlerini yargılamadan gözlemleriz ve karakterlerini anlamaya odaklanırız. Bu da başkalarının tercihlerini, karakterlerini, zevklerini yargısızca kabul etmektir. Yani sınırlarını kabul etmek demektir.

İyileşmek, her şeyin mükemmel olması, bir anda sağlıklı sınırlar oluşturmak, mükemmel ilişkilere sahip olmak, çok başarılı olmak, hiç üzülmemek ve sürekli mutlu hissetmek değildir. Gerçek şu ki, tüm insanlar acı çekmek gibi ortak deneyimlere sahiptir. Hiç kimse bu dünyadan gözyaşı dökmeden, acı hissetmeden ve keder yaşamadan geçmez. Bu yüzden kendimize nazik olmayı öğrenmemiz gerekir.

Burada devreye "öz şefkat" girer. Kendimize karşı anlayışlı ve nazik olmak, iyileşme sürecinde en güçlü müttefikimizdir. Öz şefkat, hata yaptığımızda veya zor zamanlar geçirdiğimizde kendimize acımasızca davranmak yerine, kendimize anlayış ve destek sunmaktır. Örneğin, sınavda başarısız olduğunuzda kendinizi sertçe eleştirmek yerine, "bu sefer olmadı ama bu da bir öğrenme deneyimi" diyebilmek öz şefkattir.

Bu şefkat ve farkındalık yaşamın getirdiği zorluklarla daha güçlü bir şekilde başa çıkmamıza yardımcı olur. İyileşmek, zor duygular tekrar ortaya çıktığında onları daha iyi yönetebilme yeteneği kazandırır. Bu süreçte kendimize daha fazla şefkat duymayı ve tetikleyicilerimizi tanımayı öğreniriz.

Son olarak, etrafımızda olup biten her şeye anlam vermek veya olayları anlamlandırmak bizim görevimiz değildir. Bu her zaman mümkün de değildir. Sadece, bize nasıl hissettirdiğini dinlemek ve buna uygun yanıt vermek gerekir. Bu da sağlıklı sınırın önemli bir parçasıdır. İyileşme yolculuğunda, sağlıklı sınırlar oluşturmak ve kendimize şefkatle yaklaşmak, zorluklarla başa çıkma yeteneğimizi artırır ve daha tatmin edici bir yaşam sürmemizi sağlar.


Yorumlar


bottom of page